

39
Bununla birlikte bölgemizdeki mağaralar, turizm çeĢitliliği açısından önemli bir potansiyel
oluĢturmaktadır.
2.1.1.1.5. Yayla Turizmi
Ülkemizin hemen hemen her bölgesinde geleneksel olarak sürdürülen yaylaya çıkma hareketi,
günümüzde kısmen de olsa fonksiyonel değiĢikliğe uğrayarak varlığını halen devam ettirmektedir.
Yaylalara yüklenen yeni fonksiyon ise turizmdir.
Yayla turizmi, iklimden ve temiz havadan yararlanmak, dağcılık, tırmanıĢ, dağ ve doğa
yürüyüĢleri, atla gezinti yapmak, peyzaj özelliklerini, flora ve fauna elemanlarını, zengin orman
dokusunu, kırsal ögelerin ağırlık kazandığı geleneksel yaĢam biçimini, devam eden yaylacılık geleneğini
ve yayla evlerini gözlemlemek, yayla Ģenliklerine katılmak amacıyla yaylalara yönelik olarak yapılan bir
turizm faaliyetidir.
Bol oksijenli serin ve temiz havada sağlıklı yaĢam için yürüyüĢ yapmak, köylerde yaĢayan
insanlarla kısa bir süre de olsa bir arada yaĢamak, çadır kurmak, meydan ateĢi çevresinde oturup
sohbet etmek, yaban hayvanlarını yaĢadıkları doğal ortamlarında izlemek, görüntülemek, bitki türlerini
incelemek açısından yaylalar giderek artan bir ilgi görmektedir. Uygun iklimsel özelliklere, üstün peyzaj
değerlerine sahip olan ve kırsal kültürel değerlerini canlı biçimde sürdüren bölgemiz sahip olduğu
yaylalar ile de yayla turizmi için oldukça elveriĢlidir.
Yayla turizmi, Kültür ve Turizm Bakanlığı‟nın alternatif turizm türleri kapsamında geliĢtirmeyi
hedeflediği türlerden biridir. Bakanlık kalıĢ süresinin uzatılması ve yaylaların diğer turizm çeĢitlerini
destekleyici bir unsur olarak değerlendirilmesi amacıyla Yayla Turizmi GeliĢme stratejisi belirlemiĢ ve
bu çerçevede 24 yaylayı turizm merkezi olarak ilan etmiĢtir.
2.1.1.1.6. Botanik Turizmi
Bitki (flora) izlemek amacıyla yapılan seyahatleri ifade eden botanik turizmi ülkemiz ve
bölgemiz açısından değerlendirilebilecek önemli bir alternatif turizm çeĢididir. Türkiye çok zengin bir
biyolojik çeĢitliliğe ve flora yapısına sahiptir. Ülkemizde doğal yaĢama alanı bulunan 9000 çeĢit bitki
yetiĢmektedir. Bu bitkilerin 3000 tanesi ise endemiktir
(kultur.gov.tr,2011). Yani
dünyada sadece
Türkiye‟de yetiĢmektedir.
Kültür ve Turizm Bakanlığı botanik turizmini Türkiye‟de ön plana çıkarılması
gereken ana baĢlıklardan biri olarak değerlendirmektedir. Turizmin çeĢitlendiği turist motivasyonlarının
farklılaĢtığı günümüz turizm pazarında botanik turizmi ülkemiz ve bölgemiz açısından önemli bir
geliĢme potansiyeline sahiptir.
2.1.1.1.7. Fauna (Kelebek) Gözlemciliği
Kelebekler, yaban hayatının izlenmesi çalıĢmalarında önemli olan omurgasız hayvan
gruplarından birisidir. Kelebek gözlemciliği destinasyonlardaki turistik aktivitlerin çeĢitlendirilmesinde
önemli bir faktördür. Türkiye‟de ve dünyada binlerce kelebek gözlemcisi ve fotoğrafçısı bulunmaktadır.
Bu konuya ilgi duyan kiĢiler dernekler, vakıflar, topluluklar veya internet siteleri aracılığıyla birbirleri ile
sürekli etkileĢim halindedirler. Ortak bir ilgiyi paylaĢan bu kiĢiler her yıl kelebek gözlemek ve fotoğraf
çekmek icin bahar ve yaz aylarında gruplar halinde veya bireysel olarak geziler düzenlemektedirler
(trakel.org, 2011).
Avrupa‟nın kelebek çeĢitliği açısından en zengin ülkesi olan Türkiye bu alanda çok büyük bir
potansiyele sahiptir. Türkiye‟de 400 kadar kelebek türü bulunmaktadır.
Bu türlerin 45‟i ülkemize
endemiktir, yani dünya üzerinde sadece ülkemizde bulunmaktadır. Bunun yanısıra 21 türün de
dağılımının % 60‟ından fazlası Türkiye sınırları içerisindedir.
Ülkemizin kelebekler acısından en zengin
bölgeleri olan Kaçkarlar, Erzurum, Aladağlar, Ardahan, Rize, Antalya, Malatya gibi bölgeleri her yıl
yüzlerce kelebek gözlemcisini bu alanlara çekmektedir
(trakel.org, 2011).
2.1.1.1.8. KuĢ Gözlemciliği
KuĢ gözlemciliği doğayı kuĢların dünyasından tanımayı sağlayan bir gözlem sporudur. KuĢların
renkleri, davranıĢları ve yaĢam alanlarının çeĢitliliği insanları kuĢ gözlemine çeken etkenlerdir.
Türkiye‟de kuĢ gözlemciliği son yıllarda dünyadaki geliĢmelere paralel olarak hızla yayılmaktadır.
Ülkemiz kuĢ türleri açısından zengin olup yaklaĢık 460 kuĢ gözlemlenebilmektedir (Kirwan ve diğerleri,
2008). Bu zenginliğin en önemli nedenleri, ülkemizin zengin sulak alanlara sahip olması ve kuĢ göç
yolları üzerinde bulunmasıdır
(kultur.gov.tr,2011).