Previous Page  42 / 213 Next Page
Information
Show Menu
Previous Page 42 / 213 Next Page
Page Background

26

kültürünün en önemli örneklerinden biri olan Safranbolu‟da koruma altında 1.108 adet tescilli yapı

bulunmaktadır. Ġl genelindeki tescilli yapı sayısı ise toplam 1.254‟tür.

Hadrianapolis antik kentinin keĢfedilmesi ve kazı çalıĢmalarına baĢlanması ile önem kazanan

Eskipazar ilçesi kazı çalıĢmalarının tamamlanmaması nedeniyle henüz turizm endüstrisinden yeterli

payı alamamaktadır. Yakın gelecekte kazı çalıĢmalarının tamamlanması ve antik kentteki arkeolojik

eserlerin restore edilmesi ile Eskipazar‟ın kültür turizmi açısından önemli geliĢme sağlayacağı tahmin

edilmektedir.

Karabük ili kültürel varlıkları yanı sıra doğal değerler açısından da oldukça zengin bir ildir.

Ancak bu kaynakların sadece bir kısmı turizm amaçlı olarak değerlendirilebilmiĢtir. Safranbolu, Yenice

ve Eskipazar‟da doğaya dayalı turizm türlerinin geliĢtirilmesi ile ilgili çalıĢmalar yapılmıĢ olup bu turizm

türlerinde de bazı geliĢmeler kaydedilmiĢtir. Bu kapsamda Karabük Valiliği tarafından Yenice ve

Eskipazar ilçelerinde doğa yürüyüĢü rotaları belirlenmiĢtir. Yenice‟de trekking ve hiking, kanyoning,

bitki gözlemciliği, Eskipazar‟da doğa yürüyüĢü ve Safranbolu‟da kanyoning ağırlıklı olarak yapılan doğa

turizmi çeĢitleridir.

Bartın ilinde ilk turizm hareketleri 1940‟lı yıllarda Karabük Demir-Çelik Fabrikası iĢçilerinin

Amasra‟yı sayfiye yeri olarak kullanmasıyla Amasra‟da baĢlamıĢtır. Bugün de ilde turizmin en yoğun

olduğu Ģehir Amasra‟dır. 1970‟li yıllarda Türkiye‟nin batı ve güney kıyılarının turizm yatırımlarına

açılması ve 1990‟lı yıllarda Demir-Çelik Fabrikası‟nın Amasra‟da bulunan yazlık kampını kapatmasıyla

Amasra‟da turizm hareketleri gerilemiĢtir. 2000‟li yıllardan itibaren Amasra turizmi, dünya turizm

konjonktüründeki geliĢmeler ve Safranbolu‟nun önemli bir kültür turizmi destinasyonu haline

gelmesiyle yükselen bir grafik çizmeye baĢlamıĢtır.

Zonguldak turizmi günümüze kadar dikkate değer bir turistik geliĢme imkânı bulamamıĢtır.

Zonguldak ilinde turizm hareketleri içerisinde değerlendirilecek en önemli geliĢme 13 Nisan 1933

tarihinde Müze ve Sergi ġubesi‟nin kurulmasıdır. Müze ve sergi komitesi ilde bulunan tarihi

eserlerimüzede toplamıĢ, ayrıca Maarif Ġdaresi tarafından kazılarda bulunan ve müzeye getirileneserler

müzenin zenginleĢmesine katkı sağlamıĢtır.

1915 ve 1950 yılları arasında Zonguldak‟ı maden havzası ile ilgili çalıĢmalar yapmak üzere

Ġngiliz, Ġtalyan, Gürcü ve Macar uzmanlar ziyaret etmiĢ, Macar ziyaretçiler 1918 yılında Karadeniz

kıyılarının coğrafi özelliklerini, jeolojik yapısını, hayvan ve bitki dünyasını incelemek amacıyla kapsamlı

bir gezi düzenlemiĢtir. Ancak I. Dünya SavaĢı‟nın sona ermesi ile Macar vatandaĢlarının BudapeĢte‟ye

geri çağrılmaları nedeniyle bu gezi tamamlanamamıĢtır.

Zonguldak, 1978 yılından beri Türkiye Kömür Kongresi‟ne ev sahipliği yapmaktadır. Ġki yılda bir

düzenlenen kongre Zonguldak‟ta kongre turizminin baĢlangıcını oluĢturmaktadır. Zonguldak‟ta kongre

turizmi kapsamında yıllardır süren çalıĢmalar olmasına rağmen il, turizm yatırımlarında etkili

olamamıĢtır.

Mağara oluĢumları bakımından oldukça zengin olan Zonguldak‟ta mağaracılık faaliyetleri Kültür

ve Turizm Bakanlığı‟nca ilk kez 1988 yılında baĢlatılmıĢ ve yedi mağara kültür varlığı olarak tescil

edilmiĢtir. 1994 yılında Ġl Turizm Müdürlüğü‟nün giriĢimleriyle toplam on dokuz (19) mağaranın jeolojik

etütleri yapılmıĢ, bunlardan Gökgöl Mağarası turizm amaçlı olarak ziyarete açılmıĢ, Kdz. Ereğli‟deki

“Cehennemağzı Mağaraları” Ġl Turizm Müdürlüğü‟nün 1994 yılındaki önerisiyle 1996 yılında Bakanlıkça

“Ġnanç Turizmi Projesi” kapsamına alınmıĢtır.

1.4.1. Tarihsel Süreç Ġçerisinde Bölge Medeniyetinin GeliĢim Süreci

1.4.1.1. Zonguldak Ġlinin Tarihsel Süreç Ġçindeki GeliĢimi

Zonguldak adının nereden geldiği ile ilgili çeĢitli rivayetler bulunmaktadır. Zonguldak kent

merkezinin bulunduğu alan, eskiden Üzülmez Deresi‟nin ağız kesiminde yer alan bir bataklıktı. Ġlkçağda

“Sandraka/Sandrake” adıyla bilinen yerleĢim yeri, adını Sandra Çayı‟ndan (Üzülmez / Zonguldak

Deresi) almıĢtır. Bir baĢka görüĢe göre, yörenin sazlarla kaplı olması nedeniyle “sazlık, bataklık”

anlamına gelen “Zonguralık, Zunguralık, Zongalık, Zungalık” sözcüğü zamanla değiĢerek Zonguldak‟a

dönüĢmüĢtür. Bu görüĢü pekiĢtiren varsayım ise, sazlık ve bataklığın neden olduğu sıtma hastalığının

belirtisi olan “titreten yer” anlamındaki “Zonklatan” sözcüğünden geldiğidir.

Antik Dönem:

Zonguldak yöresinin bilinen ilk halkı, M.Ö. 1200 yılında Ege‟den Ġç Anadolu‟ya

göç eden Frig oymaklarından Bythin, Mariandyn ve Migdonlar‟dır. Siyasal bir yapı oluĢturamadan birkaç